Bildiğimiz gibi hayatımızın birçok alanında dijital ile iç içeyiz. Gerek fatura ödeme, internet alışverişi, eğitim, iş, iletişim gerekse hayatımızı kolaylaştıran aletler dahil olmak üzere dijitalle fazlasıyla iç içe olduğumuz bu hayatta, bazı küçük güzel anları da kaybettiğimizin farkında değiliz.
Çocukların küçüklükten ellerine telefon, tablet vb. verilmesi, akşam evlerde anne ve babaların sosyal medyalardan başlarını kaldırmadıkları, aralarında etkileşimlerin azaldığı, ne yazık ki bu durum ruhsuz aileler oluşturmaya başladı. Bireylerin kendi aralarındaki iletişim konularının sadece sosyal medyadan gördükleri video, yazı, fotoğraf vs. hakkında konuşmaları endişelenmemizi gerektiren durumlardan biridir.
Bireylerin çevrim içi geçirdikleri sürenin artmasıyla bazı farkındalıklarla birlikte dijital toksinlerden uzaklaşma ihtiyacını doğurmuştur. Bu uzaklaşma ihtiyacıyla başa çıkmanın popüler yolu dijital detoks olmuştur. Dijital detoks; tablet, telefon, bilgisayar gibi cihazlardan geçici olarak uzaklaşmayı, kontrollü kullanmayı, dijital bağımlılığı azaltmayı amaçlamaktadır.
Dijital bağımlılığın belirtileri nelerdir?
Kişinin her an çevrim içi oluşunu engelleyememesi, sürekli aklının orada olması, uzak kaldıkça kendini gündemden hayattan geri kalmış hissetmesi, gerçek hayattan uzaklaşması, asosyalleşmesi, çevresiyle arasında çok az etkileşimde bulunması, onunla yatıp onunla kalkması, uykusuzluk problemlerinin artması, odaklanma sorunu yaşaması, sorumluluklarından kaçması veya tam olarak yerine getir(e)memesi, teknolojiden, sosyal medyadan uzak kaldıkça gerginlik, sinir gibi duygularının artması, sürekli dalgın olması, uzak kalmak isteyip bir türlü başaramaması, her seferinde o cihazla planladığından çok daha fazla zaman geçirmesi, farkında olmadan çevresindekilerden uzaklaşmış ve iletişimi azalmış olması, daha ruhsuz bir birey haline gelmiş olması dijital bağımlılığa işarettir.
Dijital bağımlılığın zararları nelerdir?
Asosyallik
Sürekli uykusuzluk hali, uyku bozukluluğu
Sürekli halsiz hissetme
Odaklanma sorunu yaşama
Gergin, sinirli, tedirgin olma
Sorumluluklardan uzaklaşma
Sürekli erteleme isteği
Daha içe kapanık bir birey haline gelme
Fiziksel olarak bedeni her yönden kötü etkileme
Psikolojik olarak çöküşte olma durumu
Her türlü problemden kaçma isteği
İradesizleşme
Planlı, programlı, sorumluluk sahibi biri olamama
Sosyal anksiyeteye sahip olma
Sosyal medyada oluşan popüler algıya sahip olma
Sosyal medyadakilerle kendini karşılaştırarak haset duygusuna bürünme
Sürekli uzaklaşma isteği
Ekranda bulunan mavi ışığın etkisiyle vücutta meydana gelen hastalıklar
Dijital bağımlılıkla oluşan ciddi hastalıklar oluşması
Hastalıkları tetikleyici olması
Yalnızlaşma, yabancılaşma, kimlik değişimi, yozlaşma gibi daha birçok zararlarını sıralayabiliriz.
Çocukların dijitale bağımlı olmaması için ebeveynlerin yapması gerekenler nelerdir?
Dijital bağımlılık için en etkili tedavi eğitimle, yani farkındalıkla başlar. Öncelikle çocuğunuza durumu kısa, net ve anlaşılır cümlelerle ifade etmekle başlayın. Konuşma esnasında gözünüz sürekli çocuğunuzun üzerinde olsun. Onunla dışarıdayken nasıl her an gözünüz üzerinde oluyorsa, nasıl başına bir şey gelecek diye endişeleniyorsanız aynı hassasiyeti ekran başına oturduğunda da göstermeniz önemlidir. Çünkü dışarıda karşılaşabilecekleri herhangi bir tehlikenin çok daha fazlası ekran karşısındayken gerçekleşmekte. Sık sık kontrol edin ve bu kontroller sırasında çocuğunuza gerekli bilgileri verebilirsiniz. Kızmadan, sesinizi yükseltmeden, kontrolü hiç kaybetmeden olabildiğince sakin bir tavır takınmanız gerekiyor. Çözüm internet erişimini tamamen kesmekse bunu yapmaktan da çekinmeyin. Çocuğunuzun şoka girmesi, kalbinin durması
- bir durum olmayacağı gibi psikolojik yoksunluk benzeri belirtilerin olabileceğinin ihtimalini aklınızda tutmalısınız. Depresyon, mutsuzluk, hırçınlık, öfke, uyku bozuklukları ve daha fazlası görülecektir. İlk zamanlar hem ebeveynler için hem de çocuklar için zor geçecektir. Ağlama nöbetleri, ses yükseltmeler, çığlıklar, tehditler ve kırıcı davranışlarla karşılaşabilirsiniz. Zamanla bu belirtilerin şiddeti azalacaktır.
Çocuğunuzun kendisini fark etmesine yardımcı olun, sorumluluklarını aksattığını ve kendisini nasıl kötüye götürdüğünün farkına varmasından geçer.
Evde çocuğunuzun yaşına uygun görevler vermeye çalışın, yemek sonrası masayı toplamak, çöpü atmak, çiçekleri sulamak, kıyafetlerini dolabına yerleştirmek gibi birçok görev verilebilir. Görevleri yerine getirmek istemeyebilir hatta siz de pes etmek isteyebilirsiniz. Bu direnci kırmalınız direnç iyileşme için büyük bir adımdır.
Çocuğunuz için günlük plan hazırlayın, plana bağlı kalmak için onun fikirlerini de alın ki yaptırım gibi anlamasın. Onu anlamaya çalışın ve asla vazgeçmeyin. Kağıdı görünür bir yere asın.
Çocuğunuzu dinleyin, sadece sizin konuşmanız ona patron olduğunuzu düşündürebilir. “kontrol bende” mesajını vermenize neden olabilir ve bu yüzden sizin söylediklerinizi yapmak istemeyebilir. Direkt karşı koyma mekanizması geliştirecektir. Onunla her gün konuşun nasıl hissettiğini sorun, bir konu hakkında nasıl düşündüğünü sorun mesela “Bugün pazara gideceğim hangi meyveleri almamı istersin?” gibi birçok konuda fikrini alabilirsiniz.
Kendinizi sorgulayın, ben interneti nasıl kullanıyorum? Ben de bir ekran bağımlısı mıyım? Çocuğuma iyi bir rol model miyim? Unutmayın ki çocuklar her zaman her açığınızı kolaylıkla yakalayabilirler, çok dikkatlidirler. Yakaladıkları açığınızı size bir koz olarak kullanabilirler. Örneğin yemek yerken onun elinde telefon bulundurmasına izin vermiyorken sizin elinizdeyse size öfkelenmesine ve sizinle bu konu hakkında tartışmasına sebep olabilir. Bu davranışınızı haksızlık olarak düşünebilir ve sizin sözlerinizin onun üzerinde olan etkisi azalabilir. Unutmayın aile olmak aynı zamanda beraber hareket etmektir.
Dijital detoks nedir ve nasıl yapılır?
Dijitalden tamamıyla uzaklaşmak mümkün olmayabilir ama dijitalle geçirilen süre azaltılabilir. Dijital detoks; tablet, telefon, bilgisayar gibi cihazlardan geçici olarak uzaklaşmayı, kontrollü kullanmayı, dijital bağımlılığı azaltmayı amaçlamaktadır. İnternet, gece geç saatlere kadar çevrim içi olmanıza neden
oluyorsa, stres altında ya da depresyonda olduğunuzu hissettiriyorsa dijital detoks yapmanız iyi gelebilir. Dijital bağımlılık belirtilerini kendinizde görüyorsanız ve uzak kalmak istiyorsanız dijital detoksa başlamalısınız. Tamamen uzaklaşmak mümkün olmayacağı gibi dijital detokslar esnektir, kişiye göre uyarlanabilir. Dijital detoks yapma vaktinizin geldiğini düşünüyorsanız deneyebileceğiniz bazı stratejiler var: Gündüz ve/veya gece ekran erişimini engellemek veya ekran süresi ayarlamak, cihazları sadece gece ya da hafta sonları kullanmak için kişisel bir ‘‘internet kullanma yasağı’’ ayarlamak, evde dijital olmayan alanlar belirlemek (yatak odası, yemek masası gibi) ve geri kalan zamanı dolu dolu kullanmak (sosyalleşmek, kitap okumak, hobi edinmek, bu zamana kadar ertelenmiş olan şeyleri yapmak gibi birçok faaliyet sıralanabilir).
Dijital bağımlılığın önüne nasıl geçilir?
Dijital hayatımızın birçok alanında olduğu için hayatımızdan tamamen çıkarmak mümkün olmadığı için bağımlı olmadan kontrollü, bilinçli şekilde kullanmayı hedeflemek gerekir. Dijital bağımlılığın önüne geçmek için en etkili yöntem; bilindiği üzere eğitimle, yani farkındalıkla başlar. Küçüklükten çocuklara bu bilinç öğretilmelidir. Bilinçli olup da lakin hâlâ kendisine engel olamayanlar için sosyal medya kullanımı süreli olabilir, bu süre ne kadar az olursa o kadar iyi çünkü sosyal medya kişiyi her zaman planlanan süreden daha fazla ekrana maruz bırakmakta. Bunun bilincinde olarak kullanılmalı. Bilinçli bireyler bilinçli kullanım sergiler.
Dijital detoksla hayatınızı kolaylaştıracak öneriler
Dijital detoks, bilgisayarlar ve akıllı telefonlar gibi cihazları kullanmaktan geçici olarak kaçınmayı veya kullanımını azaltmayı hedefler. Kişi bir hobi veya bir etkinlikle ilgilenmek, kişisel ilişkilerine, çevresindekilere daha çok odaklanmak, dürtüsel olarak yapmak zorunda hissetmekten veya aşırı internet kullanımından kurtulmak için dijital bir detoks yapabilir. Ayrıca dijital detoks sayesinde kişi sürekli internete bağlı kalabilmek için ertelediği veya ihmal ettiği kendi öz bakımına, gelişimine daha fazla zaman ayırmasına yardımcı olabilir. Bu da kişinin daha düşük stres seviyesi deneyimlemesini ve daha sağlıklı bir uyku getirecektir.
Kişinin kendini sorgulaması sonucunda uzmana danışması
Danışacağınız uzman, sorunu çözmede kararlı olmanıza yardım edecektir. Bir rehber, her zaman işinizi kolaylaştırır. Kendinizde fark ettiğiniz veya çocuğunuzla beraberken aklınıza takılan soruları bir deftere not edin ve uzmana
her görüşmede bu soruları yöneltin. Hiçbir sorunuzun yanıtsız kalmasına izin vermeyin, odağınız sorularınızın çözümü olsun. Yardım almak çözüme ulaşmanın ilk basamağıdır. Şu bir gerçek ailenin veya bireyin ekran bağımlılığı tek başına üstesinden gelebileceği bir sorun değil. Hatta bu konuda devlet desteği olmasını gerektiğini savunan ilk ülke Güney Kore olmuştur. Ekran bağımlılığı sorunlarını yönetmek için ulusal bir politika geliştirdiler. Şu an okullarda öğrenciler, telefonlarını her sabah okula girdiklerinde idareye teslim etmek zorunda. Okul bitiminde de telefonları onlara iade edilmekte. Bunun amacı, sadece bağımlılığı önlemeye çalışmak değil, aynı zamanda öğrencilerin derslerine odaklanmalarını sağlamak. Bağımlılıklar, çocuk ya da yetişkin fark etmez, bir kişinin hayatının her yönünü ilgilendiren karmaşık bozukluklardır. Üstelik bağımlı bireye yakın olan herkes üzerinde de önemli etkileri vardır. Bağımlılığın yıkıcı etkilerini kendisi yaşayan veya ailesinden birinden görerek deneyimleyen herhangi bir bireyin, tedavi vasıtasıyla sağlıklı yaşamına dönmesi için yardım araması gerekir. Öyleyse kendinize asla çekinmeden “Ben bir bağımlı mıyım veya çocuğum bağımlı mı?” diye sorun. Merak etmeyin kimse sizi duymuyor veya yargılamıyor, o yüzden kendinize cevap “evet” olursa diye dürüst olmaktan çekinmeyin. Eğer cevap “evet” ise söz konusu bağımlılık için bu dürüst cevabınız, üzerinizdeki yükün büyük bir kısmını kaldırmış olacak.
Zehra Ata